Gün, dünyanın merkezinde, insanlık için inşa edilmiş ilk Ev'in
bulunduğu mekanda, Allah'ın vermiş olduğu buluşma emrine icabet
etmek üzere insanların “Lebbeyk” (işte geldim Allah'ım, emrine,
çağrına uydum, sana geldim) nidalarıyla ve koşarak mahşeri bir
buluşmayı gerçekleştirdikleri gün.
Gün insanlığın yaratıldığı esasların hatırlandığı, yenilendiği,
insanların bu dünyadaki asıl rollerini, görevlerini hatırladıkları
ve bunu tekrar tesis ettikleri gün.
Gün hepimizin Allah'a ait olduğumuz ve eninde sonunda yeniden ona
döneceğimizi bilincimize tekrar kazınacağımız gün.
Gün bu yolda insanların bir dizi şeytanın gerçekliği çarpıtmak,
dünyadaki işimizi bize unutturup başka roller yazdırmak üzere
birbiriyle yarıştığını hatırlamamız ve bunlara karşı gereken tavrı
ortaya koymamız gerektiğini hatırlamamız gereken gün.
Gün, bu dünyada iman ettik demekle bu dünyadaki işimizin
bitmediğini bilmemiz gereken, binbir türlü nefsani iğvayla, şeytani
ayartmayla imtihan edileceğimizi zihnimize ve kalbimize kazımamız
gereken gün.
Gün, iyi insanların birbirine yaklaşmaları, yollarını
birleştirmeleri, bunun için kötülerden uzaklaşmaları, yollarını
ayırmaları gereken gün. Bunun için buna “kurban” günü diyoruz.
Kurban Allah'a yaklaşmak için şeytandan ve sahte tanrılardan
uzaklaşmak için yapılan bir harekettir. Kurban, Allah Resulü'ne ve
Müminlere yaklaşarak onlarla bir ümmet olurken, Allah ve Resulü'nün
düşmanlarıyla yolları ayırmaktır. Allah'a yaklaşabilmenin hem
bedeli hem de tabii sonucu, ondan alıkoyan her şeyden, ona düşman
olanlardan uzaklaşmak, yollarını ayırmaktır.
Onun için gün büyüğüyle, ortancasıyla, küçüğüyle bütün şeytanları
tanımak ve onları taşlamak günüdür.