Kurban, insanlık tarihinde dinlerin neredeyse hepsinde ortak bir ritüel, bir tarihsel anlatı ve bu anlatıdan günümüze aktarılan bir temsil olarak göze çarpar. Ancak dinlerin hepsinde ortak olması dinlerin hepsinde aynı şekilde anlaşıldığı anlamına gelmiyor. Denilebilir ki, kurban ritüelinin şekillenişi, ritüelin gerçekleştirimindeki temsil, anlatımındaki bütün detaylar aynı zamanda dinlerin nasıl farklılaştığını da gösterir.
Kurban’ı kızgın ve öfkesinden insana her türlü zararı vermeye hazır bir tanrıyı yatıştırmaya çalışan, ondan çalınmış bir malın, mülkün telafisi olarak gören yaklaşımlar veya insanoğlu ile tanrı arasındaki bir egemenlik paylaşımında bir alışverişin bir parçası olarak gören yaklaşımlar. İnsana karşı öfkeli, kıskanç, rakip tanrı inançları tarih boyunca kurban kavramının şekillenmesine etki etmiştir. O kadar ki, bugün kurban her sözkonusu olduğunda birçok insanın zihninin bir köşesinde böylesi bir tanrı anlayışı canlanabiliyor.
İslami kelamda hiçbir şekilde yeri ve karşılığı olmayan bir anlayış tabii ama Müslümanların zihnine de belki başka dinlerden yayılan etkileriyle bulaşabiliyor, belki de tam da bir imtihan olması...