“Demokrasisi Sarı Yelekli’lerin eylemlerinin sınırına dayanmış olan Macron, bir demokratik gösteri meydanını kan gölüne çevirip üç bin kişiye mezar yapan Sisi’den ne almayı umuyor acaba?” diye sorarak bitirmiştik son yazımızı.
Macron Pazartesi günü Mısır’a vardı ve elinde en az üç bin kişinin kanı ve halkının tamamının insan haklarını ihlal etmenin sorumluluğu olan darbeci general Abdülfettah Sisi ile görüştü. Fransız basınına bu görüşme ile ilgili olarak Macron, Sisi’ye Mısır’daki insan hakkı ihlallerinin durdurulması gerektiğini ve bunun Mısır’da istikrarın ve terörizme karşı gerçek bir savaşın temel koşu olduğunu hatırlattığını söylemiş.
Bu ifadelerine bakarak Macron’un sadece bu sözleri dostça ve yüzüne söyleyebilmek için Mısır’a gelmiş olduğunu zannedebilirsiniz.
Oysa bu sözler aslında Sisi gibi Fransa’nın iddia ettiği bütün çağdaş Avrupalı değerlerle taban tabana ters biri nezdinde Fransa’nın ticari anlaşmalar yapmasının çekebileceği şimşeklere karşı alınmış ucuz tedbir cümleleri. Bütün dünyayı aptal yerine koyan sözler.
Yüz milyonlarca dolar tutarındaki 30 ticari işbirliği anlaşmasının yapılabilmesi için bu zor günlerinde Mısır’a gelmiş olan Macron, Fransa’nın demokratik değerlerle ilgili bütün müktesebatını çok az bir pahaya satmış olduğunun da resmini vermiş oluyor.
Bununla kalmadı Macron, gezisini kendi ifadeleriyle bir twit mesajı ile anlatırken tam bir İslamofobik skandala imza atmış oldu: