Biri ötekinin gelişine nasıl hazırlanmalı veya nasıl açık olmalı? Öteki, öteki olarak, insanın tam olarak zaten hazır olmadığı, dolayısıyla gelişine hazırlanmadığı kişi değil midir? Hazırlık, ötekini kendi başkalığından kurtarmıyor mu, yani biz hazırsak, o zaman gelen şey öteki değil aynı olan, yani tam da beklediğimiz şey, yani bizim tasavvurlarımızda zaten bitirip tükettiğimiz olmuyor mudur? Ötekine karşı gerçek misafirperverlik, kişinin her şeye hazırlıklı olduğu bir durum değil midir? Paradoksal olarak her şeye hazırlıklı olmak aslında hazırlıklı olmadığı bir duruma da açık olmak anlamına gelen belirli bir şartsızlığa sahip olmayı gerektirmez mi? Ötekinin gelişi için yeterli olan tek hazırlık, gelecek olana hazırlıklı olamayacağımızı itiraf etmek midir? O halde nasıl hazır(lıksız) olunabilir, yani asla hazır olamadığımız birinin ilerleyişi için nasıl hazırlıklı olunabilir?
Ünlü Hermenötikçi John D. Caputo’nun peşine düştüğü bu sorular onun için hermenötiği daha da radikalleştirmenin yolunu açan büyük sırrın anahtarıdır. Ötekinin bilinemezliği asıl büyük sırdır, ama bu aynı zamanda öteki ile hakkını vererek, hukukunu...