Yasin Aktay Yeni Şafak Gazetesi

Mısır zindanlarındaki ABD vatandaşları neyin bedelini ödüyor?

ABD Başkanı Trump’ın Türkiye’de terör örgütleriyle işbirliği içinde olduğu tespit edilerek yargılanan ve hapis yatan ABD vatandaşı Rahip Brunson için sergilediği mücadelenin gerçekten...

17 Ekim 2018 | 6.665 okunma

ABD Başkanı Trump’ın Türkiye’de terör örgütleriyle işbirliği içinde olduğu tespit edilerek yargılanan ve hapis yatan ABD vatandaşı Rahip Brunson için sergilediği mücadelenin gerçekten ABD vatandaşları adına göz yaşartıcı olduğunu kabul etmek lazım, demiştik.

ABD vatandaşlarının bundan gurur duyması lazım tabi. Ama gerçekten de bu hassasiyet bütün ABD vatandaşları için gösterilecekse…

Ülkesinin pasaportunu taşıyor olmanın kendisini her yerde koruyacak olduğunu bilmek, devletinin dünyanın neresinde olursa olsun arkasında olacağını hissetmek bir ülke vatandaşına gurur ve güven vermesin de ne versin?

Aslında sadece ABD için değil, kendine devlet diyen her ülkenin kendi pasaportunun bu güveni ve gurur sağlayabilmesi lazım. Bunu sağladığı ölçüde vatandaş ile devlet arasındaki sözleşme, organik ilişki ve bağlılık güçlü olur.

ABD için durum gerçekten de böyle midir? Brunson olayı tek başına ABD pasaportunun ne kadar güçlü olduğunu göstermeye yetiyor mu? Bunu test etmek için bir de Mısır hapishanelerinde tutuklu bulunan en az 20 ABD vatandaşına dikkat çektik. Mısır’da tutuklu bulunan bu mahkumların Türkiye’deki gibi, Brunson’unki gibi herkesin gözü önünde cereyan eden bir yargılama süreci yok. Kaldıkları hapishaneler Türkiye’deki gibi mahkum haklarının sonuna kadar gözetildiği şartlara sahip değil. Sağlık koşulları elvermediğinde kendilerine ev hapsi seçeneği de sunulmuyor.

Bunlardan biri Mustafa Kasım. Yıllardır yaşamakta olduğu New York’tan 2013’ün Temmuz ayında aile ziyareti için Kahire’ye gelmiş. O zamanlar 48 yaşında olduğuna göre şimdi 53 yaşında. Aynı günlerde Abdülfettah Sisi bilinen askeri darbesini yapmış, kendisini savunma bakanı olarak atayan Muhammed Mursi’yi, iktidarı muhalefetle yeterince paylaşmıyor ve otoriterleşiyor gerekçesiyle devirerek onun koltuğuna oturmuş. Oturduğu andan itibaren Mısır tarihinin kaydettiği en otoriter en gaddar ve en ceberut diktatörlüğünü kurmaya başlamış.

YAZININ DEVAMI

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Endonezya’da “Değiştirilmesi teklif dahi edilemeyen” madde, Filistin davası 23 Kasım 2024 | 30 Okunma Sömürge kafaların Yusuf Tekin’e garezleri 20 Kasım 2024 | 468 Okunma Değerlerimiz ve biz 18 Kasım 2024 | 144 Okunma Dini, ekonomik ve siyasi değerlerimizin durumu 16 Kasım 2024 | 120 Okunma İnsanlık için basit, İİT ve Arap Ligi için dev bir adım! 13 Kasım 2024 | 324 Okunma