Ramazan insanın kendi benliğinin zindanından çıkıp başka dünyalara doğru açıldığı bir zamandır. Oruç bu açılımı temin eden bir eylem. Bu açılımın maddi şartları fecirden guruba kadar acıksa da yemeyerek, susasa da içmeyerek, dürtülse de kem konuşmayarak sağlanır.
Tabii bu maddi şartları bir de sağlam bir niyet tamamlar. Aynı anda dünyanın her yanında bu ibadete katılan insanlarla birlikte ve tarihin ilk zamanlarından bugüne kadar bu ibadeti yapmış olanlarla bir süreklilik duygusu içinde yerelin ve şimdinin zindanından da sıyrılır insan. Sahip olduğunu zannettiği mülkün aslında kendisine ait olmadığı, üzerinde istediği gibi bir tasarrufu olmadığı hakikatini orucuyla bizzat temsil eder. Sahip olduğunu zannettiği malın en azından bir kısmını gözden çıkarma, onu asıl sahiplerine vermek de aynı istikamette başka bir temsil.
Ramazan’ı tamamlayan, onunla içiçe bir başka ve aslında en önemli ibadet okumadır. Hayatı, ölümü, varoluşu, yaratılışı, başka insanları, fakirleri, yoksulları, mazlumları okuma ve bütün okumaların hülasası olarak bu ayda indirilmiş Kur’an’ı okuma.
Bu ay, içinde Kur’an indirilmiş olduğu için mi mübarek bir aydır yoksa mübarek bir ay olduğu için mi Kur’an bu ayda indirilmiştir? Ulemanın ağırlıklı görüşü birincisini işaret ediyor. Yani Ramazan’ı mübarek kılan bizatihi Kur’an’ın bu ay içinde indirilmiş olmasıdır. Aslında orucun kendisi de insanı Kur’an’ı daha iyi okumaya, daha iyi anlamaya, daha iyi kavramaya hazırlayan bir açılım değil midir?
Okumak, başlıbaşına riskli bir eylemdir. Yeni bir şeyler duymaya açık olmak, o yeni şeylere duymaya kulağını ve kalbini açmak… O açıklıkla okuduğunuz her şey düşüncelerinizi, duygularınızı, varoluş istikametinizi riske atabilir. Bir kitap okuyabilir ve hayatınız değişebilir.
Bu deneyimi tarih boyunca yaşamış sayısız insanın hikayesini duymuşsunuzdur. Okuduğu bir kitapla daha önce tam tersini düşündüğü yeni bir düşünce yoluna dalanların hikayeleri. O yüzden okumak cesaret de gerektiren bir iştir. İnsan olarak varoluşumuzla en mütenasip iştir. O yüzden Ramazan ayında indirilmiş olan Kur’an’ın ilk emridir okumak. Yozlaşmış bir düşünce ve hayat konforu içinde yaşamakta olan insanlara hitaben, hayatlarını değiştirmeye davet eden en etkili eylem olacaktır okumak. Bir toplum kendini değiştirmeye girişmedikçe Allah o toplumu değiştirmez.