Eleştiride de güzellemede de ölçülü olmak, aklın, sağduyunun insana öğrettiği sağlam bir yoldur. Peygamber Efendimiz’in de bize bir tavsiyesi, emridir. Ola ki ölçüsüzce eleştirdiklerinizle yarın iyileşirsiniz yüzüne bakacak haliniz kalsın veya ola ki ölçüsüzce övdüklerinizle yarın bozuşmak durumunda kalırsınız, kendi söylediklerinizden utanmayın.
Dün Deva Partisi Kongresi’nde Ali Babacan’ın konuşmasını izlerken açıkçası sadece hüzünlendim. Muhalefeti en kötü modelden, CHP’den öğrenmiş gibi; onlarla yarışır gibi, hiçbir ölçü tanımadan, ama üstelik eski dostlarına saydırmakta hiçbir ölçü tanımayarak. “Erdoğan bizim ve arkadaşlarımızın yaptıklarıyla övünmeyi bıraksın” diyor. Neresinden bakarsanız sadece utanılacak bir söz. Erdoğan olmasa o “arkadaşlar” neyi yapmaya muvaffak olabilirlerdi ki? Yaptıklarını kendilerinden biliyorlarsa bundan sonra kime ne hayırları olacak? Kemal Derviş’ten daha yetenekli, daha vizyonlu, daha tecrübeli kim vardı o arkadaşlar arasında? Derviş’in eksiği neydi, o...