Hz. Peygamber’i anlamaya çalışmak, onun sünnetine tabi olmanın ilk adımıdır. Anlamadan o sünnete tabi olunmaz. Gerçi dinin önemli bir kısmına, özellikle ibadet kısmına anlamadan da taklit edilerek tabi olunabileceği düşünülebilir. Ancak hiç anlamadan sadece taklit yoluyla tabi olunan bir yol kendi anlamını kendisi yine üretir ve insana belli bir anlayışı kazandırır.
“İnandığın gibi yaşamıyorsan, yaşadığın gibi inanırsın”ın bir başka ifadesi, “anladığın gibi yaşamıyorsan, yaşadığın gibi anlamaya” başlarsınız. Anlamak, doğru veya yanlış değerlendirmesine bağlı olmaksızın, insan varoluşunun en temel düzeyi.
Sünnet, yaşanırken kendi anlayışın mümine yükleyen bir hikmet de taşır. İnsan güvendiği, teslim olduğu Allah’ın emrini anlayıp anlamadığına bakmaksızın yerine getirdiğinde o eylemin insana yüklediği bir anlayış, bir kişilik, bir ruh hali...