“Dil, insana verilmiş en tehlikeli mülktür” diyordu ünlü Alman şairi Hölderlin. Gerçekten biz varlığımızı dil içinde buluyor, dil içinde konumlanıyoruz. Dil ile inşa ettiğimiz gerçekliklerin içinde yaşıyoruz.
Dilin bu özelliği aslında aynı dili konuşan, aynı sözlerin konuşulmasında bir alış-veriş imkânı bulup bu paylaşıma katılan insanlarla mümkün oluyor.
Sözü veya dili tehlikeli kılan şey, sözün gerçekliğe birebir tekabül etmek zorunda olmadan da işlevini yerine getirebilmesi. Hakikate işaret eden bir dilin paylaşımıyla daha sağlıklı bir insan topluluğu oluştuğu açık. Ama bu şartın olmayışı, insanların ağzından boş boş çıkıp bir paylaşım ve alışveriş değeri kazanan sözün de gerçekliği inşa edebilme özelliği dili tehlikeli kılan açıklıktır. “Ağızlarından çıkan bir sözdü nihayetinde, ama telaffuz edile edile, söylene söylene...