Sekülerleşmeyi ve dindarlaşmayı sosyolojik olarak ölçebilmek için somut göstergelere ihtiyaç duyarız. Oysa daha önce de dediğimiz gibi, samimi dindarlık istatistiklere konu olamayacak, istatistik rakamlara bağlanamayacak bir şeydir, ama dindarlığı samimiyeti hissetmeden, hesaba katmadan da ölçemezsiniz. Sekülerleşmeyi tespit eden istatistiki rakamlar da, sadece insanların belli periyot ve sayılarla katıldıkları dini ritüel ve davranışların ölçüsünü verir, bu davranışlardaki samimiyeti ve sahiciliği ölçemez. Sırf bir sosyal ve politik trend olduğu için namazını kılan ve orucunu tutan insanların oranı istatistik araştırmalarda “dindarlaşma” veya “muhafazakarlaşma’ olarak tespit edilebilir ama aslında bu rakamların içinde yüklü miktarda dinin araçsallaşması, dünyevileşmesi dolayısıyla ortaya çıkan tezahürleri de vardır.
O yüzden dinin görünürlüğü ile etkinliği ve sahih tecrübesi her zaman birbirini desteklemiyor olabilir. Aşırı...