Ramazan'la ihya olmanın yolu, kendimizin dışına çıkmamız, kendi
benlik zindanımızdan sıyrılmamızdan geçiyor. Biz hiçbir şey
yapmasak bile Ramazan bizim hayatımıza öyle bir sökün ediyor ki,
hiç kimseyi bu rahmet atmosferinin dışında bırakmıyor. Ama kuşkusuz
bir şey yapmak, bize gelen Ramazan'ı saygıyla, muhabbetle
karşılamak, onu yerine oturtmak onu ihya etmek gerek. Ramazan esas
o zaman bizi başka türlü ihya ediyor.
Kur'an ayı olarak Ramazan'ın en çok öne çıkardığı etkinlik kuşkusuz
“okumak'. Müslüman varoluşuyla özdeşleşmiş kendi başına önemli bir
varoluş düzeyidir okumak. O yüzden “Oku” diye başlıyor Allah'ın
kitabı. Yaradanın adıyla, insanı bir nutfeden yaradan rabbinin
adıyla oku…
Bu emirle birlikte Kur'an'ı da, kainat kitabını da, Ramazan'ın
kendisini de, kendimizi de, birbirimizi de, rabbimizi de okumak
gereğini telakki ediyoruz.
Ramazan'da Kur'an'ı da çok okumak lazım, mümkün mertebe başka
kitaplar da okumak için vesile kılmak lazım. Sizi bilmem ama
Ramazan ayları benim kitap okuma hızımı ve yoğunluğum epey
yükselttiğim zamanlardır. Belki İstanbul ve Ankara'daki kitap
fuarları, kitaba olan ilgiyi ayrıca artırıyordur. Seksenli
yıllardan beri hiç sekmeden düzenlenen Kocatepe'deki fuarı her
seferinde iple çekerim. Sultanahmet Kitap fuarı bir süredir
Beyazıt'ta yapılıyor. Aynı heyecan oluyor mu bilmiyorum.