Seçim tarihine doğru hızla yol almaktayken AK Parti karşısındaki
cephenin kampanyasındaki inanılmaz eşgüdüm göze çarpıyor. Bütün
hesabı HDP'nin barajı aşması üzerine oturtmuş, kendi kampanyalarını
yürütüp kendi partilerine oy toplamak yerine HDP'ye oy
yönlendirmeye hasretmiş adeta bazı partiler, özellikle de CHP.
Doğan medyası ile Paralel medya birbirlerine paralel aynı stratejik
amaç için beraber çalışarak HDP'den bir şirinler partisi görüntüsü
çıkarmaya çalışıyorlar. Bunların vermeye çalıştığı görüntü nasıl
olursa olsun, HDP doğuda kendi özüne uygun davranmaya, kendi terör
potansiyelini ve fiiliyatını unutturmamaya çalışıyor. Çünkü en ufak
bir boşluk bıraktığında bu boşlukta hiç Kürt halkının elinden
kaçacağını biliyor.
Allah var HDP'lilerin yürüttüğü kampanya sadece şiddet
gösterilerinden ibaret kalmıyor. Bir de hakikate karşı sergilenen
çarpıtma, iftira yollu şiddet yollarını da ihmal etmiyorlar. ÖSO ve
TIRlar ile ilgili karambolden çıkarıp pasladıkları topu paralel
medyanın nasıl bir gole çevirmeye çalıştığını ibretle
seyrettik.
O atağı daha savuşturmamışken, dün başka bir atakla karşılaştım.
Salavatın anlamını uzaktan yakından bilmeyenlerin, salavatın
ruhundan fersah fersah uzak gafillerin bana Peygambere saygıyı
öğretmeye kalkışmalarıyla karşı karşıya kaldım. Bu sefer bana isnat
etmeye çalıştıkları şey peygambere saygısızlık. Siirt'te çok eski
zamanlardan beri söylenegelen meşhur bir anonim Türküyü söyleyip
içinde Erdoğan'ın ismini andım diye peygambere saygısızlık etmiş
olduğum söylediler.