Büyük gün geldi çattı. Demokrasinin festivali gibi yaşanan yoğun bir seçim kampanyasının ardından herkes söyleyeceğini fazla fazla söyledi. Kimsenin eteğinde atılmamış hiçbir taş kalmadı. Taşların hepsi karşı tarafa atıldı. Sözlerin önemli bir kısmı ortadaki vatandaşı, seçmeni ikna etmek için söylendi.
Seçmenin bir kısmı kararını çoktan vermiş durumda. Tereddüt edecek hiçbir şey görmüyordur. Ona göre her şey gün gibi açık. Aslında kararsız olanları bile anlamakta zorluk çekiyordur bu kesim.
Ancak bir kısım seçmen de kararını vermek için son güne kadar bir işaret daha bekledi.
Belki demokrasinin tatlı tarafı, herkesin kendisini muhatap almasını, kendisine ulaşmasını, projelerini en ikna edici şekilde açmasını, kendisine derdini, talebini, beklentilerini sormasını bekledi. Böylece bir sözleşme yapmış olacak. Kendisini kimin temsil ettiğini, edeceğini bilmiş, onunla yüz yüze, göz göze temasla sözleşmesini yapmış olacak.
SEÇİM BİR SÖZLEŞMEDİR, BİR BORÇLANMADIR: BORÇ ÖDEYEBİLENE VERİLİR
Seçimler, seçenle seçilenler arasında bir sözleşmedir çünkü. Bu sözleşme Türkiye’de olabildiğince güçlü ve...