31 Mart mahalli seçimleri üzerinden 6 gün geçmiş olduğu halde başta İstanbul olmak üzere birçok yerde oy sayım sonuçlarına yapılan itirazlar dolayısıyla neticeler kesinleşmemiş durumda. İtirazlar ve bu itirazlar üzerine oy sayımının yapılmasına karar verilmesi veya verilmemesi, verilmişse bu oy sayımının tekrarlanması seçim sürecinin bir parçasıdır.
O yüzden itirazlar sonuçlanmadıkça seçimin de tamamlanmamış olduğu kabul edilir. Dolayısıyla İstanbul seçimleri henüz tamamlanmamıştır. Başa baş bir yarış olmuştur ve 8,5 milyon seçmenin oy kullandığı bir ilde oyların birbirine bu kadar yakın olduğu bir seçim sonucuna itiraz olmasa bile yeniden sayımın yapılması kadar doğal bir şey olamaz.
Amerika’da oy farkı yüzde 1’in altında olduğunda bir itiraz olmasa dahi oy sayımının tekrarlanması gibi bir kural vardır. O yüzden ABD’de seçim sonlarında bu tür sayımların yapılması adeta seçim sürecinin tamamlayıcı bir adımı gibidir. Kimse de ilk çıkan sonuca neden uyulmuyor diye bir ısrarın içinde olmaz, olamaz.
İstanbul’da mevcut durumda oy farkı yüzde birin çeyreği, yani binde 2,5 civarında. Bu, 8,5 milyon insanın oy kullandığı bir seçimde gerçekten olabilecek çok düşük bir fark, üstelik yapılan itirazlar neticesinde yapılan bütün sayımlarda bu farkın daha da kapandığı görülüyor ki, bu konudaki itirazları sürekli baskı ve töhmet altında bırakmaya hiç kimsenin hakkı yoktur. Zira itirazlar neticesinde ortaya çıkacak sonuç yine bütün halkın ve parti temsilcilerinin gözetiminde “daha gerçek”, “daha haklı” bir sonuç olarak kabul edilecektir ki, buna itiraz edecek olanın hileden veya hilenin emrivakiyle yutturulmasından başka bir niyeti olamaz.
Sonucu CHP’nin aldığı durumda AK Parti’ye bir başarısızlık veya bir kayıp atfediliyor ki, aslında bu tamamen yarışın neticesiyle ilgilidir. Elbette önemli olan sonuçtur. Binde birlik bir farkla bile alındığında konuyla ilgili yorumlar çok farklılaşabiliyor. Bu küçük farkla kazanan hakkında destanlar yazılabilirken, aynı farkla kaybeden içinse büyük hezimet hikayeleri…
Ancak bu farkı veya neticeyi gözönünde bulundurmayabileceğimiz bir noktadayken şunu rahatlıkla söyleyebiliyoruz ki, AK Parti bir önceki seçime nazaran, yani Kadir Topbaş adaylığında girilen 2014 seçimlerinde aldığı yüzde 47,9’luk orana nazaran oylarını azaltmamış, yüzde 48,6-7’ye çıkarmak suretiyle artırmıştır. Üstelik bunu belediye yönetiminde olduğu bir ortamda yapabilmiştir.