Yaz sıcaklığının yavaş yavaş bunaltıcı etkisini göstermeye yüz tutmaya başladığı Haziran’ın ilk günlerinden beri seyahatte bereket vardır, hayır vardır diyen bir dostumun teklifine icabetle yönümüzü Samsun’a çevirdik. Sadece bir ziyaret olsun, güzel insanları ziyaret, yaptıklarını dinlemek, çalışmalarına muttali olmak ve bir selam vermek için. Bir konferans veya başka bir etkinlik daveti veya organizasyonu olmadan.
Samsun benim için her zaman özellikle akademik hayata kattığı çok önemli değerleriyle, güzel isimleriyle çok özel bir yere sahip olmuştur. Yıllar önce orada çalıştığı günlerden itibaren tanıdığım, dinler tarihi alanında ülkemizin en yetkin isimlerinden Şinasi Gündüz, yine felsefi hermenötik alanında Türkiye’nin bence en yetkin ismi, aynı zamanda çok iyi bir sanatçı da olan Burhanettin Tatar demektir. Kemal Ataman, Yavuz Ünal, Mahmut Aydın gibi her biri alanlarında işlerini oldukça ciddi yapan, çok güzel eserler ortaya koyan, ama her biri de tevazusuyla, beyefendilikleriyle adeta bir ortak tarz yapmış isimler de bu havzadan.
Bu özellikleri ortaya koydukları eserlere de yansımış gibi. Bu Samsun’un...