Rusya'nın Suriye'de geliştirdiği politikalar ve küresel ölçekte Soğuk Savaş sonrasında yeniden kazandığı pozisyon üzerine yazılarım dolayısıyla sevgili dostum Erol Göka, herkesin zihnindeki bir soruyu yöneltti: Yeniden Soğuk Savaş mı?
Aslında son yayınlanan yazımda da uluslararası sistemin genel görünümünün gitgide 19. Yüzyıl dünyasının görünümüne benzemeye başladığından Sykes-Picot örneği üzerinden bahsetmeye çalışmıştım. Bugün bunu biraz daha ayrıntılandıralım.
Soğuk Savaş terimini tarihte ilk defa ortaya atan yaşadığı dönemdeki Hıristiyan-Müslüman çatışmasını kaleme alan 14.yy İspanyol yazarı Don Juan Manuel'dir. Algeciras'ın 1344'te Araplardan alınması için yapılan sefere katılmış olan Juan Manuel Kastilya Kraliyet ailesinin bir mensubudur ve Soğuk Savaş ibaresi bilge bir Hıristiyanın, Müslüman düşmana karşı savaşın nasıl yürütüleceği konusunda genç bir prense önerilerde bulunduğu bir diyalogda geçmektedir. Sıcak çatışmaya dönüşmeyen düşmanlıklar için kavramı kullanan Juan Manuel Soğuk ve Sıcak Savaşların birçok şeyin yanı sıra birbirlerinden sona eriş biçimleriyle de ayrıştıklarını iddia etmektedir. Juan Manuel'e göre son derece çetin ve sıcak olan savaş ya ölümle ya barışla sonuçlanırken soğuk savaş taraflara ne barış getirmekte ne de onur kazandırmaktadır. 20.yüzyılda tecrübe edilen Soğuk Savaş da bir ölçüde kavramın bu sıcak çatışmaya dönüşmeyen anlamıyla biçimlenmiştir.