Söz ve yazı arasında hangisinin anlamı, doğru anlamı muhatabına iletmeye daha elverişli olduğu yönünde her zaman tekrarlayacak bir tartışma vardır. Bu tartışmada genellikle söz lehine argümanlar daha fazladır. Sözün anlamı burada ve şimdi muhatabıyla birlikte gerçekleşen bir iletişim olması dolayısıyla yazıya nazaran tartışılmazca daha avantajlı kabul edilir. Hatta aslında yazının da nihai amacı aslı söz olan bir iletişim olayını kayda almaktır. Yazıdaki bütün noktalama işaretleri de yazıya sözün tonlamaları, yanlış anlaşılma ihtimallerini bertaraf edecek şekilde yüklenmesi hedeflemektedir.
Yeri gelmişken, Kur’an’ı Kerim kıraatinin tecvid kurallarıyla kayıtlanması da metnin yazı pasifliğinde bırakılmayıp söz gücünü sürekli yinelemesini sağlamakta olduğu muhakkaktır. İnsan okuduğunu kulağıyla da duymakta ve sabitlenmiş tecvid kurallarıyla yapılan okuma kişinin metin üzerinde kontrol kurmaktan ziyade metnin etkisi altına girmesini sağlamaktadır.