Türkiye ve Suriye arasında Rusya’da başlayan üçlü görüşmelerin 12 yıldır devam eden bir krizin yarattığı alışkanlıklar açısından sarsıcı bir etki yapması kaçınılmazdı.
Savaş ve kriz özünde geçici bir durumdur. Yarattığı tahribatlar, yıkımlar bir an önce savaşın bitmesi beklentisi içinde hemen telafi edilecek, açılan yaralar tedavi edilecek diye sabredilir. Ancak savaş hali uzadıkça o tahribatlar hayatın rutin akışı içinde normal hale gelir. En kötüsü de bu olur. Kötülüğün, şiddetin, insan hakkı ihlallerinin sıradanlaşması, kanıksanması, rutinleşmesi. Sıradanlaşan ihlaller kendi içinde çıtayı yükselterek yarışır birbiriyle ama bir süre sonra hiçbirinin insanlık vicdanını uyaracak, uyandıracak bir etkisi kalmaz.
Bütün dünya bu tekrarladıkça ve zamana yayıldıkça kural haline gelmiş istisnalar karşısında bütün insani duyarlılıklarını yitirir. Suriye’de bunlar oluyorsa, dünyada her şey olur artık. İnsanlığı buna karşı koruyacak hiçbir şey de olmaz.
Oysa o acıları yaşayanlar yaşamaya devam ediyor. Yerinden yurdundan edilmiş olanlar, bombalar altında canlarını veya organlarını, değilse yakınlarını veya evlerini kaybedenler hala o...