Yüzyıllık tarihimizin en büyük doğal afetlerinden biriyle iki haftadır meşgulken, bu felaketin aynı ölçüde, hatta daha fazla vurduğu yanı başındaki Suriye’de olup bitenleri yeterince izleyemiyoruz. Oysa deprem Türkiye’nin 10 şehrinin yanı sıra Suriye’nin Halep, Hama ve İdlib şehirlerini de bütün yerleşim yerleriyle birlikte vurdu.
Şu ana kadar bu bölgelerde kaydedilen vefat sayısı 6 binin üzerinde ve sayı her geçen gün artıyor. İşin daha kötüsü Suriye’nin 12 yıldır içinde bulunduğu durum dolayısıyla yardımların tamamen ulaşmaması, uluslararası toplumun yeterince ilgi duymaması. Türkiye’de deprem sonrasını yönetme konusunda belki ilk anda bazı aksamalar olduysa da gerek yurtiçi gerek uluslararası toplumun yoğun ilgisi hiç eksik olmadı. Böylece Türkiye yüzyılın felaketini yaşarken buna aynı zamanda yüzyılın en büyük insani yardım seferberliğiyle de cevap verebiliyor.
Ancak Suriye için ne yazık ki aynı şeyi söyleyemiyoruz. Her şeyden önce muhalefet ve rejimin kontrol ettiği bölgeler arasında hem rejimin hem uluslararası toplumun yaklaşım farkı dolayısıyla Suriyeli 12 yıldır çektiği cefaya cefa katarak depremini de yasını da en acı şekilde yaşıyor.
Suriye’ye...