Tarih tekerrür ediyor.
“Hiç ibret alınsaydı, tekerrür eder miydi hiç” diyor milli şairimiz Mehmet Akif Ersoy. Ama o da biliyor ki, insanoğlunun bir maluliyeti de ibret alma konusundadır. Binlerce, milyonlarca kez yapılmış hatayı, bir sonraki insan sanki daha önce hiç yapılmamış gibi yapabiliyor.
İnsanın eksiği belli ki bilgi değil. Ne kadar çok şey bilirsen bil, çok temel bazı konularda, üstelik en çok bildiğin alanda, veya en çok bildiğini düşündüğün, zannettiğin alanda, o bilgiyle sınanır ve o sınavdan başarısız çıkarsın. Tabii ki burada bilginin malumata indirgendiği bir durum, bütün insanlar için yine tekrarlanan bir gaflet hali ortaya çıkarıyor. Bilgi yetmez, bilinç de lazım, o da yetmez teyakkuz da lazım, o da yetmez, istikamette sebat için niyet ve irade de lazım elbet.
Tarih ilmi geçmiş hadiselerin objektif, tarafsız, vakanüvisçe bir kaydı olarak değil, bir ibret ilmiydi. İbn Haldun’un meşhur Mukaddime’si tarihten alınacak ibretler için bir metodoloji, bir genel bakış açısı sunan bir giriş kitabıdır. Kitabu’l İber’e Mukaddime. İbretler Kitabına Giriş.