Türkiye'nin terörle haklı mücadelesi bir kısım batılı medyada
ısrarla “Türkiye'nin Kürtlere karşı savaşı” olarak niteleniyor.
Böylece, Türkiye'ye karşı işleyen teröre terör dememek için bir
kaçış alanı da oluşuyor. Aslında terörle mücadelenin en büyük
handikapı da bu oluyor. Başka ülkelerin maruz kaldığı terörü şirin
veya en azından mazur gösteren yaklaşımlar var oldukça teröre karşı
ortak bir hassasiyet geliştirmek imkansız oluyor.
Öyle görünüyor ki, ABD için de AB için de şu anda teröre karşı
hassasiyet IŞİD karşıtlığı ile tüketilmiş durumda. Onun dışındaki
terör örgütleri kendisine dokunmadıkları için, dokunmadıkları
ölçüde terör örgütü bile sayılmıyor.
Aynı şey Avrupa için de sözkonusu. Avrupa başkentlerinde
Türkiye'nin terör örgütü PKK ve uzantılı örgütler rahatlıkla
faaliyet yapabilmektedir. Sorulduğunda bunu demokrasinin sınırları
içinde tolere ettiklerini söylüyorlar. Oysa aynı türden, hatta çok
daha az faal bir terör örgütü kendilerine karşı harekete
geçtiğinde, bütün o demokratik sistemlerini rahatlıkla askıya
alabilirler.