Türkiye’yi daha gerçek mecralardan, sahici sosyal ortamlardan, yani sahadan takip edenler açısından hiç de bir sürpriz barındırmayan bir seçim yaşadık. Belli başlı anket firmalarının yansıttıkları bütün rakamlara rağmen sahada çok daha farklı bir havanın teneffüs ediliyor olduğunu görüyorduk. Haberlerini artık gözü kulağı başkalarına kapalı, sadece Erdoğan’ın muhaliflerinden alanlara bakıldığında bu seçim çoktan Kılıçdaroğlu lehine bitmişti bile.
Bir yerlerde esen hava ile sahada esen hava arasındaki fark iki tarafı da gören insanlar açısından çok kafa karıştırıcı oluyordu tabii.
Kılıçdaroğlu’nun kazanacağından emin olanlar gerçekten kazandıkları takdirde Türkiye için ve bilhassa rakipleri için ne düşündüklerini ne hissettiklerini açıkça belli etmekten çekinmiyorlardı. Doğrusu o duyguların bırakınız dostane olmasını, bir ülkede beraber yaşayan, bir seçimde bir karara beraber varmaya çalışan vatandaşlar olarak geriye kalan insanlar için ciddi bir tehdit, ciddi bir sorun teşkil ediyor.
Yargılamaktan, hatta yargılamadan infazdan, ülkeden tehcir etmekten, hapse atmaktan, yok etmekten falan bahseden inanılmaz bir kitle. Bu nasıl bir kin bu nasıl bir nefret idi?...