Hiç belli olmuyor ABD’nin dostluğunun ne tür neticeler verdiği? Daha doğrusu aslında genellikle dost dediklerine zarar veren bir ülke ABD. Onun için ABD ile galiba ya hiç dost olmamak veya dostluğu belli bir mesafede korumak çok daha hayırlı oluyor.
Türkiye ile en fazla dost göründüğü dönemlerde en büyük zararı verdi mesela. Türkiye’nin tarihinde demokrasisine karşı yaşanmış bütün askeri veya askeri olmayan darbelerin hepsinin arkasında olmuştur mesela. Darbeler bir ülkenin siyasi dengelerini altüst eden, kaynaklarını hak etmeyenlerin eline vererek hortumlanmasına yol açan bütün hırsızlıkların, yolsuzlukların, insan hakkı ihlallerinin en büyük sebebidir.
Ayrıca, 50 yıldır mustarip olduğumuz PKK’nın asıl gücünü ABD’den aldığını bugün çok daha net görüyoruz. Öyle komplo analizleri falan gerektirmeyen bir açıklıkta görüyoruz nitekim. Açıkça desteklemekten çekinmiyor artık. Çünkü biz de artık mesafeyi koyuyoruz ve yüzüne karşı terörle işbirliği içinde olduğunu söylüyoruz. O yüzden ondan gelecek zararı daha iyi biliyor ve tedbirimizi de ona göre alıyoruz.
Emin olun böylece zararı eskisine nazaran daha az oluyor. Onu daha dürüst olmaya davet ettik olmadı. Sobeledik ve daha açık davranmaya zorladık. Şimdi açıkça PKK’ye desteklediğini göstermek zorunda kalıyor. Bu sayede biz de karşımızdaki sorunun Kürt sorunu değil bir ABD sorunu olduğunu daha iyi görüyoruz. Samimi, gerçek Kürtler de görüyor artık bu ilişkiyi, bu ihaneti, bu kalleşliği tavırlarını ona göre alıyorlar. Almayanlarsa Kürtlüğe de, insanlığa da, sadakate de veda diyorlar.
Aynı ABD Türkiye’nin başına en sinsi şekilde musallat olmuş, gereğinde silahlı darbeden de çekinmemiş FETÖ’yü de himaye ediyor. Himaye ederken tabii ki idare de ediyor ve idare ettiği bu güç dünyanın her yanında, her cephede ve her alanda Türkiye’ye karşı en alçak, en sinsi mücadeleyi vermekten geri durmuyor.
Geri durmasın, hatta elinden geleni ardına koymasın. Yeter ki artık dost deyip arkamızdan iş çevirmesin.