Bugün Cumhurbaşkanımız Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile başta İdlib konusu olmak üzere enerji ve diğer konuları görüşmek üzere Soçi’ye günübirlik bir ziyaret gerçekleştiriyor.
İdlib konusunda geçtiğimiz hafta gerçekleşen Tahran Zirvesinin insani durum açısından istenen neticeyi vermediği malum. İran ve Rusya Türkiye’nin bütün ısrarlarına rağmen İdlib’e, üstelik Esed rejimiyle birlikte, Esed rejimine büyük bir destek vermek üzere İdlib’e askeri müdahalede ısrarcı kaldılar.
Astana’da ilan edilen çatışmasızlık bölgesi olarak İdlib’in teröristleri barındırıyor olması dolayısıyla sıranın buraya gelmiş olduğunu ve burayı da hallettikleri taktirde kendileri açısından Suriye sorununun tamamen bitmiş olacağını düşünüyor oldukları her hallerinden belliydi. Oysa istedikleri müdahale telafisi imkansız can kayıplarına ve Türkiye’ye doğru bir göç dalgasını başlatması kaçınılmaz bir sonuç olacaktı. Kendi destekledikleri diktatör birkaç teröristten kurtulacak diye faturasını insanlığın ve Türkiye’nin ödeyeceği bir katliamı bu kadar rahat konuşabiliyor olmaları gerçekten çok tuhaf.
Üstelik yine Astana’da her rejim muhalifinin, silahlı da olsa terörist sayılamayacağı, bilhassa Türkiye’nin desteklediği silahlı ÖSO unsurlarının müzakerelerde bir taraf olarak tanınmaları da gerçekleşmişti. Şimdi ise aslında hedefledikleri şey teröristleri bahane ederek bütün dünyada meşru kabul edilen bu muhalifleri yok etmekten başkası değil. Yoksa mevzubahis olan teröristler olunca Türkiye bu konuda İran’la da Rusya ile de farklı düşünmüyor.
Ama teröristlerle mücadele etmenin alternatif bir yolu olduğunu, sivil bir tek can kaybı yaşamadan da sadece teröristleri hedef alan ve onlara karşı başarı kaydeden bir savaşın mümkün olduğunu Türkiye Fırat Kalkanı ile birlikte DAEŞ’e karşı, Zeytin Dalı operasyonu ile PYD-PKK’ya karşı gösterdi.
Türkiye bırakınız bir şehri harabeye çevirmeyi bir evi bile harap etmeden ve bir tek sivilin canına kıymadan bu operasyonları gerçekleştirdi. Oysa hem rejim kendi halkına karşı hem de Rusya, İran ve ABD’nin teröristeler karşı savaş bahanesiyle yaptığı her operasyon bir terörist öldürdüyse bile karşılığında en az 30 sivili de katletti, şehirleri de taş üstünde taş kalmayacak şekilde harabeye çevirdi.