Yasin Aktay Yeni Şafak Gazetesi

TÜSİAD’ın moralini düzeltmek

Ülkenin şımartılmış, nazlandırılmış çocukları. Bütün her şey onlar rahat etsin, kazançları bol olsun, işleri tıkırında olsun diye yapılmış. Gümrükler onların ürettiği alelade malları en fahiş fiyatlara satıp kazançlarına kazanç kalsın diye konulmuş, yüksek tutulmuş. Sırf onların kalitesiz otomobilleri daha rahat satılabilsin diye ülkede toplu taşıt, demiryolları gibi alanlara yatırımlar yapılmamış, sırf onlar kamu gelirlerinin en büyük ortakları olabilsinler diye her türlü tedbirler alınmış... Aslında

19 Şubat 2025 | 393 okunma

https://w.soundcloud.com/player/?url=https%3A//api.soundcloud.com/trac

Ülkenin şımartılmış, nazlandırılmış çocukları. Bütün her şey onlar rahat etsin, kazançları bol olsun, işleri tıkırında olsun diye yapılmış. Gümrükler onların ürettiği alelade malları en fahiş fiyatlara satıp kazançlarına kazanç kalsın diye konulmuş, yüksek tutulmuş. Sırf onların kalitesiz otomobilleri daha rahat satılabilsin diye ülkede toplu taşıt, demiryolları gibi alanlara yatırımlar yapılmamış, sırf onlar kamu gelirlerinin en büyük ortakları olabilsinler diye her türlü tedbirler alınmış...

Aslında devlet tarafından yaratılmış, ama sonra devletin onlara verdiği ilk taviz ve teşvikler onlar için vazgeçilmez imtiyazlara dönüşmüş, zaman gelmiş borçlu oldukları devletin üzerinde bir güç ve yetki kullanmaya başlamışlar. Şımartıldıkça şımarılmış bu çocukların morallerinin bozuk olması bütün ülke için sonuçları olan bir toplumsal psikolojik sonuçlar yaratır. Yaratması gerekir en azından.

Hani filmde morali bozuk olduğunda, sinirlendiğinde “bana Mazlum'u getirin, sinirimi ondan çıkarayım” diyen mafya babası tip var ya! Bizim devlet tarafından doğurulmuş ve palazlandırılıp şımartılmış burjuvazimizin de morali bozulduğunda saldıracağı, hırsızın çıkaracağı bir nesne lazım. Uzak durmak lazım bu esnada. Ama geçmiş tecrübelerinden ve bu burjuvazinin şimdiye kadar kendini konumlandırdığı yere bakınca morali bozulmuş komprador burjuvazimiz direk devleti, hükümeti, siyaseti, yani doğrudan halkı dövmeye kalkıyor. Siyaseti dövmek, siyaset dışı mihrakları işe koşup onlarla siyaset-dışı müdahale arayışlarına girmek demek. Türkiye’de TÜSİAD’ın morali ne zaman bozuk olsa bu arayışlara girmiştir. Ama bazen bu arayışlarla devleti, milleti dövmüş, darbeleri tahrik etmiş ve onları darbe yapmaya teşvik ve tevcih etmiştir.

TÜSİAD Yüksek İstişare Konseyi Başkanı Ömer Aras’ın geçtiğimiz hafta Genel Kurul Toplantısı’nın açılışında yaptığı konuşmada söylediği sözler bir haftadır tartışılıyor. Biz de Ülke TV’de Gözde Özyürek’in moderatörlüğündeki programımızda Murat Özer, Serdar Arseven ve Yusuf Özkır’la enine boyuna tartıştık.

TÜSİAD’ın moralimiz bozuk ifadesinin askeri karşılığı “genç subaylar rahatsız” ifadesidir. Daha önce bu başlıklar altında veya etrafında yapılmış darbe girişimlerinin söylemlerine baktığımızda TÜSİAD’ın kullandığı dilin onu andırdığı rahatlıkla görülebilir. Ülkenin genel gidişatına veya onlara rahatsızlık veren hususlara dair tahlil ve yaklaşımları son derece yüzeysel ve ideolojik. Üstelik ülkenin en büyük ekonomik gücü olarak ortada ekonomik sorunlar varsa bu sorunların çoğunun kaynağının kendileri olduğunun şuurunda bile değiller. Tren, maden kazaları, deprem, yangın gibi afetlerde ölen insanları başka gelişmiş ülkelerle karşılaştırarak ülke siyasetini yetersiz denetim üzerinden vurmaya kalkışıyorlar. Ne karşılaştıkları Batılı ülkelere dair çok daha vahim örnekleri görüyorlar ne de bu ülkede maliyetlere yol açan bu denetimlerdeki kendi paylarını hatırlıyorlar. Üstelik ülkenin kendi vesayetlerinin çok daha ağırlıklı olduğu dönemlerdeki hallerini şimdi bu yükseklikten atarak gözden kaçırmaya kalkıyorlar.

TÜSİAD’ın moralini bozan şeylerden biri seçilmiş belediye başkanlarının görevden alınması ve yerlerine kayyum atanıyor olması. Demek ki PKK’nın atadığı kayyumlarla yönetilen belediyelerle hiçbir sorunları yok. Onlar morallerini yüksek mi tutuyor? Ülkenin terörle mücadelesinde son 7 yıldır kat etmiş olduğu muhteşem mesafe aslında ülkenin tamamında morallerin yükselmesine sebebiyet vermişken TÜSİAD’ın bundan dolayı moralinin bozulmasına niyeyse şaşırmıyoruz. Değil mi ki şimdiye kadar bu komprador burjuvazi hiçbir zaman toplumun ne sevincini ne üzüntüsünü paylaşmış değil.

Bir başka moral bozukluğu kaynağı “bir siyasi parti lideri hakkında önce soruşturma başlatılıyor sonra farklı bir nedenle tutuklanıyor olması.” O bahsettikleri parti lideri başka ülkelerin, Türkiye ve Türk düşmanlarının Türkiye’deki ajanı gibi. Onun tahrik ettiği yabancı düşmanlığı yüzünden Türkiye’nin dış dünyada maruz kaldığı itibar kaybının ülke turizmine ve ekonomisine yol açtığı zarar TÜSİAD’ın tamamının ödediği vergilerin birkaç katı kadar. İnsanlara karşı nefret suçları işleyen, ülkenin huzurunu bozan, bazı yerlerde birkaç kez neredeyse bir iç savaşın kıyısına kadar sürükleyen birinin tutuklanması ve yargılanması ülke huzuru ve itibarı için zorunlu bir güvenlik tedbiridir. Bu durumun TÜSİAD’ın moralini bozması da tuhaf bir durum.

Hele TÜSİAD’ın moralini bozan bir başka konunun da yeni mezun teğmenlerin ordudan ihracı olması taşları yerine oturtuyor bir açıdan. Ne de olsa TÜSİAD geleneğinde “rahatsız genç subaylar” ile her zaman bir duygudaşlık olmuş. Ama ülkenin genelinin moralini düzelten, içinde en ufak bir darbe hevesi taşıyan insanların ülkeye ve topluma ihanet içinde olduklarına dair genel ilkenin uygulanması kimin moralini bozarsa bozsun, hayırlı bir uygulamadır.

Peki TÜSİAD’ın moralini nasıl düzeltebiliriz? Bütün ülke elbirliği yapıp onların dediğini yapmaya kalksak Türkiye diye bir ülke kalmaz. TÜSİAD gerçekten ne istediğini biliyor mu? Üstelik ekonomik açıdan şu anda toplumun belli kesimleri için gerçekten moral bozabilecek durumlar TÜSİAD için hiç de geçerli değil ki. TÜSİAD AK Parti döneminde bile tarihinin en büyük kazançlarını elde etmiş iş adamlarının bir kuruluşu. Onların morallerinin bozuk olmasının hakikaten kendileri açısından nesnel bir nedeni yok. Bu moral bozukluğu ideolojiden kaynaklanan psikolojik nedenlere dayanıyor.

Açıkçası TÜSİAD’ın morale değil, genel olarak psikolojik rehabilitasyona ihtiyacı var. Çünkü psikolojisi bozuk. Ciddi bir melankolik ruh hali içinde. Tarihinin her döneminden daha fazla kazanıyor ama mutlu değil. Çünkü eskisi gibi siyaseti yönlendiremiyor. Burjuva ve siyaset arasındaki ilişki arzuladıkları gibi kendilerine moral ve psikolojik tatmin veren bir ilişki değil. Onlar iş adamı değil, hâkim olmak istiyorlar. Geçmişte kendilerini var eden ve şımartan devlete bir süre sonra hâkim oldular. Beğenmedikleri yönetimleri şu veya bu cunta ittifaklarıyla değiştirebiliyorlardı. Şimdi yayınladıkları bildiriyle bir alışkanlığın ürünü ama eskiden olduğu kadar etkili olan bir alışkanlık değil. Bu da onların moralini doğal olarak bozuyor, ama bu morali düzeltmek için bütün ülkenin silbaştan değişmesi lazım. Er Ryan’ı kurtarır gibi herkesin TÜSİAD’in moralini düzeltmek için seferber olması lazım. Ne de olsa ülkenin şımarık-nazlı çocukları. Öyle mi?

YAZININ DEVAMI

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Nuray Mert ve “terör örgütü üyeliği” 12 Nisan 2025 | 1.190 Okunma Trump İsrail’e makul olmayı öğretebilir mi? 09 Nisan 2025 | 173 Okunma CHP’de hiç değişmeyen alışkanlıklar 07 Nisan 2025 | 167 Okunma İsrail Suriye’de Türkiye’yi tahrik mi ediyor? 05 Nisan 2025 | 321 Okunma Yolsuzluktan da daha vahim olanı 02 Nisan 2025 | 206 Okunma