Geçtiğimiz hafta yayınlanan 5901 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Vatandaşlık Kanununda bazı değişiklikleri öngören kanun genellikle Tük Vatandaşlığı almak için mali ve yatırım miktarının düşürülmesi boyutuyla görüldü.
Resmi Gazete’de yayınlanan değişikliklere göre Türk vatandaşlığına hak kazanmak için öngörülen sabit sermaye tutarı 2 milyon dolardan 500 bin dolara indirildi. Türkiye’de gayrimenkul sahibi yabancıların vatandaşlığa geçişi için gereken asgari taşınmaz bedeli de 1 milyon dolardan 250 bin dolara indirildi.
Yine vatandaşlığa hak kazanma şartları arasında yer alan en az 100 kişiye istihdam sağlama şartı 50 kişiye düşürüldü. Ayrıca en az 500.000 ABD Doları veya karşılığı TL tutarında mevduatı 3 yıl Türkiye’de faaliyet gösteren bankalara yatıranlar, devlet borçlanma araçlarına, gayrimenkul yatırım fonu katılma payı veya girişim sermayesi yatırım fonu katılma payına yatıranlar da Türk Vatandaşlığı için müracaat edebilecek. Daha önce bu yatırımlar için istenen miktar 1,5 milyon ile 3 milyon dolar arasında değişiyordu.
“Kanun genellikle bu indirim boyutuyla görüldü” dedik ve bir çok zeminde yanlış olarak Türk vatandaşlığı için istenen şartların yeni bir fon sağlamak için hafifletildiği şeklinde lanse edildi.
Oysa kanun son ekonomik gelişmelerden çok daha önce gündeme gelmiş olan “Türkiye’de yatırım ortamının iyileştirilmesi” kapsamında ele alınması gereken çok gecikmiş bir düzenleme.
Çok ihtiyaç duyulduğu için nihayet geçtiğimiz Şubat ayında gündeme gelen “yatırım ortamının iyileştirilmesi ile ilgili” kanunun Mecliste tartışıldığı esnada dönemin başbakanı Binali Yıldırım, düzenlemeyi, “Türkiye’de yatırım yapmak isteyenlerin önüne Türküaz halı sereceğiz” şeklinde ifade etmişti.