Roland Barthes’ın “yazarın ölümü” diye bahsettiği şey ile Nietzsche’nin “Tanrı’nın Ölümü” diye bahsettiği durumlar arasında bir açıdan bakıldığında doğal sayılabilecek paralellikler var. Yazarlık eskiden neredeyse bir Tanrı’ya atfedilebilecek bir otoriteyi gerektiriyordu ve bir yazarın metin olarak önümüze koyduğu eser yazarını her türlü insani özellikten neredeyse tenzih edilerek bir yorum sürecine tabi tutulabiliyordu.
Yazı yazmak nihayetinde bir karar vermeyi gerektiriyor. Meşhur Fransız düşünürü Jacques Derrida yazarın yazı yazma anını “karar verilemeyecek” bir durumda bir “karar verme” cüretkarlığı olarak tasvir eder. Karar verilemezlik anı aslında yaşadığımız dünyanın karşısında beşer olarak, hatta insan olarak gökten bir vahy veya ilham almıyorsak içinde bulunduğumuz kaybolmuşluk durumumuzu ifade eder. Ancak insanoğlu gökten ilham...