Günümüzde siyaset, önceden belirlenmiş ve açıklanmış ilkelere
bağlılıktan çok, her bir siyasî partinin kendi karşıtlarını bile
içerecek ölçüde esneyip genleşmesi, bunun için gerekli olan
kurnazlık ve demagojinin maharetle sergilenmesi şeklinde
anlaşıldığı için, siyaset yapan kişinin bize en acayip gelen
tavırlarını bile bir şekilde rasyonalize etmeye (akla
uydurmaya/makul görmeye) çalışıyoruz. Siyaset adamı kendisinden hiç
beklenmeyen bir şey yaptığında ya da söylediğinde, taraftar şöyle
düşünüyor: “Herhalde bir bildiği vardır.” Bildiğini söylüyor ve
yapıyor zaten! Bunun gerisinde neyi bilecek? AKP’nin bile cesaret
edemediği, belki de gerekli bulmadığı, abartılmış, seyirlik
hareketler görüyoruz. Ancak şeriatla yönetilen bir ülkede bir
belediye başkanı göreve imam eşliğinde topluca dua ederek
başlayabilir.