Laiklik karşıtı uygulamalara yasallık kazandıracak bir Anayasa değişikliğinin yapılması, mevcut yasaların bu değişikliğe uygun biçimde yeniden düzenlenmesi gerekmez mi?
Anayasa’da yer alan ünlü ifade şu şekilde değiştirilebilir: “Türkiye laik olmayan bir sosyal hukuk devletidir.” Ya da daha samimi bir ifade: “Türkiye ne laik ne de sosyal bir hukuk devletidir.” Ya da “Bir hukuk devleti olmayan Türkiye laik ve sosyal değildir.” Boşlukları herkesin kafasına göre doldurabileceği şu kısa ifade mevcut durumu belki daha iyi yansıtır: “Türkiye bir devlettir.”
Ya da heybetli bir ifade: “Türkiye millî şuur ve ülküleri Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından belirlenen, tasada ve kıvançta ortak olan Reis ve danışmanlarının anayasa yaptığı ve kanun çıkardığı, laik ve sosyal olmayan bir fakir fukara garip guraba devletidir.”
Böyle bir değişiklik anayasanın samimiyet ilkesine uygun düşer ve bizim gibi yurttaşların kendilerini enayi gibi hissetmelerini önler.
Bende sanırım bir tür bütünsellik ve tutarlılık saplantısı var, üzerinize afiyet... İnsanın yalan söylememesi, yasaların gerçek hayatla uyum içinde olması, görüntüyle gerçeğin örtüşmesi bence çok önemli. Abartıyor da olabilirim.
Fakat bütün bunları Sayın Diyanet İşleri Başkanı’nın İskilipli Âtıf’ın resmi önünde geçen sene yaptığı bir konuşmayı izlerken düşündüm. Karadeniz’in bir dağ köyünde jandarma görmesin diye Kurân’ı taş duvardaki kovuklara nasıl sakladıklarını, “Aman Yarabbi!” diyerek anlatıyordu. Sayın Cumhurbaşkanı da geçenlerde Mevlid-i Nebi Haftası münasebetiyle nutuk söylerken, “Allah Allah nidalarıyla vatanlaştırılan bir ülkenin camileri, minareleri tam 18 yıl boyunca ezan-ı muhammediye hasret bırakılmıştır” şeklinde bir ifade kullandılar. İnsan şüpheye düşüyor. Acaba biz aynı ülkede yaşamadık mı? Müslümanları gettolara mı kapatmışlardı?