Sözlük anlamıyla bilinç; insanın kendisini, çevresini ve olup
biteni tanıma, algılama, kavrama ve fark etme yetisidir. İnsanı
diğer yaratıklardan ayırarak insan yapan şey, bilinçtir. Eski dilde
buna “şuur” deniyordu. Sağduyuyla çok yakından ilişkilidir. Eğer
bilinciniz yerindeyse sağduyulu düşünme imkânına sahip
olursunuz. Yani doğru ile yanlışı birbirinden ayırabilir;
gerçekçi, akla uygun, isabetli kararlar verebilirsiniz. Kavramın
vicdanla da yakın ilişkisi vardır. Mesela “delikanlılık şuuru” diye
bir deyim vardır; herhangi bir olaya ahlak, mertlik, insaf
ölçüleriyle yaklaşmayı anlatır.
Mesela 8 Mart gecesi medyanın görmediği bir olay yaşanmış ve
İstiklal Caddesi’nde, dünyanın neredeyse bütün başkentlerinde
olduğu gibi yürüyüş yapan genç ve yaşlı kadınlar biber gazı ve
copla dağıtılmışlarsa ve siz sosyal medya ortamında bu olayla
ilgili olarak “Sorospu çocukları!” ya da “İzinsiz gösteri
yapmasalardı” ya da “provokatörler” diye yazmışsanız, orada sadece
bilinç kaybı yoktur, delikanlılık şuurunda da ağır bir zafiyet
vardır. Bu zafiyet yerleşirse, giderek her kitle hareketini
provokasyon olarak görürsünüz. Aşırı baskı altında kalan fakat
siyasî yönelimi olmayan gruplar en aykırı sloganlarla en aşırı
tepkileri verirler. Toplumun bütün ezilen kesimleri bu türden
tepkiler verebilir. Sadece aşırılığı görüp ardında yatan sebebi
unutmak da bir bilinç sorunudur.
Pek çok bilinç türü vardır: yurttaşlık bilinci, Cumhuriyet bilinci,
sınıf bilinci, politik bilinç, toplumsal cinsiyet bilinci. Saymakla
bitmez. AKP’nin on yedi yıllık iktidarında (düşünün ki bu
parti iktidara geldiğinde on yaşında olan &cced...