“Vesayet” dediği şeyle uğraşırken Devlet’in ordusunu bozdu; yeni bir zenginler sınıfı yaratıp seçmeni müşteriye dönüştürürken sanayi ve tarımı tahrip ederek dışarıya mahkûm bir ekonomi yarattı; büyük güçler arasında kararsız bir denge kurmaya çalışırken ülkenin güvenliğini tehlikeye soktu; Fikret’in neslini yok ederek ülkenin geleceğini “Asım’ın nesli”ne emanet etmek için millî eğitim sistemini bozdu ve imam hatipleriyle, Rabia’sıyla, İhvancılığıyla toplumun en küçük hücrelerine kadar her türlü gericiliği yaymaya, Aydınlanma düşüncesini boğmaya çalıştı; 1877’den beri mücadelesi verilen parlamenter sistemi yok ederek, milletin kayıtsız şartsız egemenliğini Saray’ın şahsında kendi ümmetinin egemenliğine dönüştürdü; parayla ve baskıyla medyayı hâkimiyet altına alarak yurttaşın gerçeğe ulaşma imkânını yok etti. Ve şimdi hakikat anı ve hesap günü yaklaşırken, yaratmış olduğu enkaza boş bir çabayla şekil vermeye çalışıyor.