Doğrudan 2053 hedefine yönelen Sayın Kurucu Başkan'ın cesareti
ve karizması kuşku götürmez. Bir devletin kuruluş ilkelerini,
Devrim'le oluşan yasalarını açık şiddet kullanmadan yıpratıp
ortadan kaldırmak ve ideolojik bir hegemonya kurmaya teşebbüs etmek
az iş değildir.
Elbette cesaret ve karizma yeterli değil. Çağın ruhunu
(küreselleşmenin getirdiği fırsatlar) kavramış olmak, dengeleri
kullanmak da önemlidir. ABD-FETÖ'ye yaslanarak Türk Ordusu'nu
Devlet'in bir bileşeni olmaktan çıkarıp kendi emir-komutası altında
yeniden tertiplemek, mevcut anayasayı fiilen ihlal edip kendisini
Kurucu İrade yerine koyarak anayasal rejimi değiştirip bunu halka
referandum yoluyla kabul ettirmek, tarikatları ve cemaatleri
denetleyerek Millî Eğitim'i ideolojik aygıta dönüştürmek, cesaretin
yanı sıra politik esneklik, sezgi ve sabır gerektiren işlerdir.
Ülkenin jeopolitiğini Atlantik ve Avrasya arasında bir pazarlık
konusu hâline getirerek iktidar süresini uzatmayı başarmak da büyük
bir beceri gerektirir.
VOLEYBOL TOPU OLARAK KARİZMA
Karizma içe dönüktür. Dışarıda kimse sizin karizmanızı iplemez.
Hatta biraz komik olursunuz. Wiesbaden'e dikilen dört metrelik
heykeliniz oralarda alay konusu olur. Rusya, Doğu Akdeniz'den
Karadeniz'e kadar olan bölgeyi kendisine yönelik bir tehdit
olmaktan çıkararak emperyal hâkimiyet alanına katmakla, Çin ise
Akdeniz'de limanlar edinip birikmiş sermayesini azami güç
sağlayacak şekilde değerlendirmekle ilgilenir; her ikisi de silahlı
Çeçen ve Uygur mücahitlerin İdlib'de yok edilmesini, Türkiye'de
cihatçıların yeşermesine uygun ortamın tamamen kurutulmasını ister.
ABD ekonomik şantajla Fırat'ın doğusundaki tahkimata sizi razı
etmeye çalışır. Son ta...