Sağlam analize dayanan doğru görüşleri insanlarda tepki uyandıran ifadelerle ya da hiçbir analize dayanmayan görüşleri insanlarda sempati uyandıran sözlerle savunmak mümkündür. Kitle psikolojisi eyleme yatkınsa hiçbir şey söylemeden insanları harekete geçirmek ya da çok şey söyleyerek insanlarda tereddüt yaratmak da mümkündür. Burada belirleyici olan “empati” (eşduyum: başkalarının hissiyatını içselleştirme) duygusudur.
Gerçek liderlerde bu duygu yoktur ya da çok zayıftır. Onlar herkesin göremeyeceği kadar ileriye bakarlar; siyasi hipotezlerini tarih ve gelecek zaman boyutunda oluşturdukları için şimdiki zamanın içinde debelenen insanları anlamazlar; özellikle zor ve karmaşık süreçlerde yaptıkları çıkışlarla kitlenin algı ve bilinç düzeyinin çok ötesine geçerler ve sıradan insanda tepki uyandırırlar. Kimseyle empati kurmazlar ve görüşlerini kendi taraftarlarında bile tepki uyandıracak sözlerle ve tavırlarla savunabilirler. Gerçekliği çarpıttıkları için değil, gerçekliği daha berrak biçimde görebildikleri için böyle yaparlar. Başkalarının duygularını, kitlenin hissiyatını sürekli içselleştirenler liderlik yapamazlar. Gerçek liderin başarısı, bizzat oluşturduğu politik hipotezin iç ve dış güçler dengesinde bir yer bularak olayların gidişatı içinde doğrulanmasıyla gerçekleşir. Bunun hiçbir güvencesi yoktur. Gerçek lider güvence aramaz; doğru bildiği yolda yürür. Güvence arayan adamdan zaten lider olmaz.
HEDEFLER VE SONUÇLAR