Doğuştan karışık olan kafam ne zaman yakın geleceğin olaylarını
öngörme çabasıyla daha da karışsa, kendimi Engels’in 1890 yılından
kalma şu sözlerini mırıldanırken bulurum:
"Tarih öyle bir tarzda gelişir ki, nihaî sonuç daima pek çok
bireysel iradenin çatışmasından çıkar ve her bir irade belirli
hayat koşullarının çokluğu tarafından oluşturulur. Bu nedenle,
birbiriyle kesişen sayısız güç, bu güçlerden oluşan sonsuz sayıda
paralelkenar vardır ve bunlar, tek bir sonucu, tarihsel olayı
meydana getirirler. Bu ise, bir kez daha, bir bütün olarak
bilinçsizce ve iradesiz işleyen bir gücün ürünü gibi görülebilir.
Çünkü her bireysel irade bir diğeri ile engellenir ve ortaya çıkan
şey, kimsenin önceden tasarlamadığı bir şey olur."
Tarihsel olayın oluşum diyalektiğini bundan daha iyi anlatan başka
bir paragraf yazılmış mıdır? Geleceğin tarihsel olayını bugünden
bakarak kesin olarak göremiyoruz. Neden? Çünkü tarihsel olay
"belirli hayat koşullarının çokluğu tarafından oluşturulan"
iradelerin, toplumsal ve siyasî güçlerin çatışmasından doğuyor.
Toplumsal olaylarda, otobüs şu saatte şu durağa gelecek ve ben
orada bekliyor olacağım gibi bir şey yok. Mücadele hâlinde olan,
birbirinin iradesini engelleyen güçler var. Demek ki iyi mücadele
edeceksiniz, inisiyatifi kaybederim diye genişlemekten
korkmayacaksınız.
Lafı uzatmadan hemen somut duruma gelecek olursak,
İstanbul’daki beklenmedik tarihsel olay Türkiye’nin yakın
geleceğini belirleyecektir. AKP bu şehirde bundan sonra dikiş
tutturamaz. İlk kez siyasî iktidarın iradesine karşı kitlesel bir
irade, seçim gibi yasal ve meşru bir zeminde oluştu ve AKP’nin
kumaşı İstanbul’dan s&oum...