Harita Genel Komutanlığı’nın sitesindeki bölge haritalarını inceliyorum fakat hiçbir şey anlamıyorum. Daha doğrusu haritaya bakarak savaşı zihnimde canlandıramıyorum. Ancak geleceğin askerî tarihçilerinin bölgemizdeki savaşların haritasını çıkarmakta zorlanacaklarını biliyorum. Bunlar asla, söz gelimi, Nisan-Mayıs 1915 Ypres Savaşı’nı, Aralık 1915-Nisan 1916 Kut-ül Amâre Kuşatması’nı ya da Temmuz-Ağustos 1943 Kursk Muharebeleri’ni gösteren haritalar gibi cephe hatlarını, tahkimatları, merkez kuvvetleri, kuşatma ve sızma istikametlerini gösteren belirgin haritalar olmayacak. Askerler ile başıbozukların iç içe geçtiği, kimin silahıyla kimin vurulduğunu anlamanın zor olduğu, cephe hatlarının örümcek ağları gibi bütün coğrafyayı kapladığı zor savaşlar bunlar.
Lisede gördüğümüz askerlik dersinde keşke bize sadece harita okumayı öğretselerdi. Gerçi geç kalmış sayılmayız, günümüzde bir yıllık öğrenimle subay olmak mümkün. Kurmay olmak için de herhalde altı ay gerekiyordur. Yaş sınırı olmasaydı bir yıl öğrenim görüp teğmen olarak mezun olabilirdim. Hatta asteğmenlikten teğmen olarak terhis olduğuma göre belki de üsteğmen olurdum! Giriş sınavını kesinlikle kazanırdım, ancak dinî bilgilere aşina olmadığım ve muktedir çevrelerden tavsiye alamayacağım için sözlüden çakardım.
“Kardeşim, senin işin mi yok, haritalar falan... n’oluyor?” diyebilirsiniz. Fakat şaka bir yana durum gerçekten çok ciddi. Başkomutan Sayın Reis’in bir yıl önce Millî Savunma Üniversitesi Kara Harp Okulu Komutanlığı’nın 855 muvazzaf subay adayının mezuniyet töreninde attığı Nutuk sırasında söylediği şu sözler aklımdan &c...