Sovyetler Birliği 8 Aralık 1991 günü Minsk yakınlarındaki
Belovej ormanında özel bir konutta toplanan Rusya Federasyonu,
Belarus ve Ukrayna Cumhuriyeti temsilcilerinin imzaladığı bir
antlaşmayla sona erdi. 1922’de yine bu üç devletin ve Transkafkasya
Federasyonu’nun (Gürcistan, Ermenistan ve Azerbaycan) temsilcileri
SSCB’nin kuruluş antlaşmasını imzalamışlardı.
Vladimir Putin’in yıllar sonra, “Yirminci yüzyılın en büyük
jeopolitik felaketi” dediği olay böyle başladı ve 250 milyon
insanın yaşadığı imparatorluk dağıldı.
Dağılma sürecinde iki önemli sorun vardı: NATO’nun sınırları ve
eski SSCB’nin farklı bölgelerine dağılmış nükleer silahlar.
İkincisini kolayca çözdüler. Belovej Antlaşması’ndan 13 gün sonra
Alma-Ata’da toplanan Belarus, Kazakistan ve Ukrayna temsilcileri
kendi topraklarındaki nükleer silahları Rusya Federasyonu’na
nakletmeye karar verdiler ve bunu bir bildirgeyle açıkladılar.
Birinci sorun ise çözülmedi, her geçen yıl biraz daha büyüdü.
Dağılma sürecinde, Helmut Kohl ve Ronald Reagan iki Almanya’nın
birleşmesinden sonra NATO sınırlarının değişmeyeceği konusunda
Gorbaçev’e güvence verdiler. Yıllar sonra Gorbaçev bu güvenceyi
uluslararası bir antlaşmaya bağlamadığı için pişman olduğunu
söyleyecekti.
Varşova Paktı Temmuz 1991’de dağılmıştı. NATO’yu Almanya’nın
sınırlarında durduracak hiçbir kuvvet yoktu. Belki de Ruslar,
Varşova askeri örgütü dağılınca NATO’nun da dağılacağını, en
azından ticari ve kültürel bir şeye dönüşeceğini sandılar. Fakat
öyle olmadı. NATO, sıçramalarla, 1999’da Çek Cumhuriyeti,
Macaristan ve Polonya’yı; 2004’te Bulgaristan, ü&...