Ekim Devrimi’nin 100. yıl dönümünde kutlamalar ağıtlara karıştı. İster sosyalizmin ta kendisi, ister “reel sosyalizm” diyelim; ister “devlet kapitalizmi” ya da “sosyalizme geçiş süreci” olarak görelim, Sovyetler Birliği’nin varlığı bütün dünya halkları için önemli bir güvenceydi. Bu güvencenin ne kadar güçlü olduğunu Sovyet sisteminin çöküşünden sonra olanlara bakarak anlıyoruz. Dünya burjuvazisinin tepesinde yüz yıl boyunca dolaşan komünizm hayaleti, “refah devleti”, “işçi hakları” , “toplumsal kalkınma” hatta “ulus-devlet” gibi kavramları peşine takarak uzaklaştı.