Uzun bir sessizlik döneminin ardından “stratejik derinlik” hafiften kımıldadı ve Sayın Davutoğlu on maddelik bir öneri sundu. Dikkatle okunduğunda bunun bir öneri değil deklarasyon olduğu anlaşılıyor. Hamaseti süzdüğümüz zaman ortaya çıkan metin özetle Kerkük’e özel statü öneriyor ve bu yönde Birleşmiş Milletler’e çağrıda bulunuyor. Aksi halde “iki zıt senaryo”nun çatışabileceğini söylüyor. Çatışacak tarafların Sünniler ile Şiiler, Kürtler ile Araplar olduğunu belirtiyor. Deklarasyonun AKP içindeki huzursuz kesime ve elbette Amerikan Conisi’ne hitap ettiğini anlıyoruz.
Barzani referandumu Kuzey Irak’taki Kürtlerin hem bölünmesine hem de hezimetine neden oldu. Irak sahasında dengeler değişti. Bölge kaleydoskop gibi. Küçük bir sarsıntıda bütün şekiller, renkler ve ittifaklar değişiyor. İran’ın ağırlığı arttı ve ABD ile İsrail’in sesi çıkmadı. Fakat bu durum ABD’nin sahadan tamamen çekildiği anlamına gelmiyor. Bölgedeki müttefiklerini, taşeron örgütlerini ve ajanlarını sonuna kadar kullanmadan ABD’nin bölgeden çekilmesi emperyalizmin tabiatına aykırı.