Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin kurumları gökten zembille inmedi. Türkiye Cumhuriyeti Devleti, tüm kurumlarıyla, eski “oluş” sürecinin devamıdır.
O “oluş” sürecinin bir bölümünde “Hunlar”, “Göktürkler”, diğer bölümünde ise “Büyük Selçuklu Devleti” ile “Büyük Osmanlı Devleti” (Devlet-i Âliyye) var…
Binaenaleyh, Cumhuriyet döneminin hangi kurumunu elinize alırsanız alınız, köklerini bulmak için tarihe gitmek zorundasınız. Bu arayışın eğitim-öğretim boyutu, bugünkü “kaht-ı rical”in (adam kıtlığının) sebebini keşfetme imkânı da verecektir.
Öyle ya: Dün devletini zirveye taşıyan insan, bugün neden çöküp çözülmüş, devletini “geri kalmışlık süreci”ne nasıl mahkûm etmiştir?
Gerçek şu ki, Türk devletlerinde, özellikle de Selçuklu ve Osmanlı’da eğitim son derece önemsenirdi. Bunun Selçuklu’da temeli “Nizamiye Medreseleri”, Osmanlı’da ise “Sahn-ı Seman Medreseleri” ile “Enderun Mektepleri” idi.