Zat-ı muhterem, arkasına yaslandı, koltuğunda iyice kaykıldı ve başladı ahkâm kesmeye: “Efendim, Atatürk yeni bir devlet kuruyor, birkaç hatalı icraat yapma hakkı yok mu?”
Var tabii: Herkes gibi Atatürk’ün de yanlış yapma hakkı var, ama benim de o yanlışları eleştirme hakkım olmalı! Benim böyle bir hakkım var mı? Yok!
Gerçi Kemalistler, “Atatürk’ü eleştirmek serbest, hakaret etmek yasaktır” kaçamağı yapıyorlar, ama her eleştirel yaklaşımın savcılıklarda, mahkemelerde sonuçlandığını, bu işlerle ilgilenen herkes biliyor.
Üstelik savcılar ve hâkimler bu konuda çok istekli, çünkü onlar da aynı eğitim sisteminin kurbanları!..