“Keramet gösterüb halka, suya seccade salmışsın,
“Yakasın Rumeli’nin dest-î takva ile almışsın.” (Şeyh Mahmud).
Her zaman söylediğim gibi, Osmanlı Devleti İstanbul’u fethetmek üzere kurulmuştur. Fetih tefekkürünün özünü ise, Peygamber-i Âlişan Efendimiz’in, Konstantiniye’nin fethedileceğine ilişkin meşhur müjdesidir.
O müjde, Peygamberine sevdalı yürekleri harekete geçirmiş, teşkilatlandırıp devlet kurdurmuştur.
Fakat Söğüt-Domaniç arasında doğup Bursa ve İznik’e (yani Doğu Roma’nın yüreğine) doğru gelişen yeni devletin fetih emeline ulaşması, Rumeli’ye taşmasını ve o canipten Bizans’ı kuşatmaya almasını gerektiriyordu. Orhan Bey bunu görüşmüş, karar çıkmıştı: “Rumeli’ye...”