Bu yıl da mübarek ramazan geldi geçiyor. Fakat hayatımız “ibadet” öncelikli değil, “siyaset” öncelikli!
Devri iktidarında Ezan-ı Muhammedi’yi 18 sene müddetle okutmamak ve camileri ahır yapmak gibi sabıkaları olan partinin, fırsat buldukça sokağa dökülüp “Kahrolsun şeriat, yaşasın laiklik” çığlıkları atan militan mensuplarını kısmen anlayabiliyorum: Onlara Ramazan pek uğramaz. Ama “bizimkiler”i anlamakta güçlük çekiyorum. “Bizimkiler” de kendilerini siyasi havaya kaptırmış gidiyorlar.
Ramazan-ı mübarekte ramazanı yazan köşe yazarı yok denecek kadar az. Varsa yoksa siyaset: Siyasetin de özü ile değil, yüzü ile meşguller. Al takke ver külah! Kavgalar, hakaretler havada uçuşuyor.
Bu durumda bütün iş gazetede köşe, televizyonda yer bulabilen birkaç “hoca”ya kalıyor ki, onlar da milyon kere söylenmişi tekrarlamanın dışına çıkamıyorlar. Reyting kaygısı ellerini-kollarını bağlıyor...
Siyasetle reyting arasına sıkışmış bir ramazan yaşıyoruz!