Güzel geleneklerimiz, mimarimiz, hatta yiyecek ve içeceklerimiz bize unutturuldu.
Ama artık doğrulma (bir anlamda yeniden dirilme) vakti. Sayın Cumhurbaşkanımız, “yatay mimari” üstünde durdukça, bir şeylerin değişeceğini düşünmeye başladım.
Yeniden dirilişe katkısı olur düşüncesiyle, bir zamanlar vazgeçilmezlerimiz olan bazı âdet, töre ve geleneklerimizden bir demet sunmak istiyorum…
Bir yere mahalle kurulmadan önce mescit inşa edilir, “imam evi”, “müezzin evi”, “hizmetli evi” derken, semt yavaş yavaş “mahalle”ye dönüşürdü (Mescide “Beytullah” dendiğine göre, mahallelerde Allah merkezli bir hayat yaşanırdı.
Mahallenin en saygın kişileri “mahalle imamı”, “mahalle muhtarı”, “mahalle öğretmeni” ve “mahalle bekçisi” idi…