Altmış üç yaşını geçmiş birine yaşı sorulduğunda “Haddi aştık” derdi. “Had”, Efendimizin ölüm yaşı olan altmış üçtü. Onu geçmeyi “hadsizlik” sayacak kadar derin bir “edeb” anlayışı vardı…
Yolda küçük, büyüğünün önünde yürüyemez, kenara çekilip büyüğe yol verirdi…
Merdiven çıkarken, sendelerse tutabilmek için kadın daima öne alınırdı. İnişlerde ise erkek öne geçerdi. Bu görgü kurallarının gereğiydi…
Çarşı esnafı namaz vakitlerinde dükkânı kilitlemeden namaza gider, tek hırsızlık olayına bile rastlanmazdı…
Kadınlar bugünkü gibi “altın günü” toplantıları yapmaz, “sanat toplantıları” yaparlardı. Ebru, hat, çini gibi sanat faaliyetlerinde bulunurlar, enstrüman çalmayı öğrenirlerdi…