Fatih, “Fetihname”sine şöyle devam ediyor (dünden devam):
“Burası bütün dünya dillerinde Konstantiniyye diye meşhur olan büyük bir kaledir.
“Peygamber (s.a.v.)’in sahih hadislerinde bahsettiği şehrin burası olması uzak değildir. Peygamber (s.a.v.) buyurmuştur: ‘Onlar Konstantiniyye’yi fethederler, kılıçlarını zeytin dallarına asarlar da ganimetleri taksim ederler.’ Bu hadis ve diğer meşhur hadislerin bahsettiği bir tarafı kara, bir tarafı deniz olan şehirdir.
“Biz, Allah’ın ‘Onlar için gücünüz yettiğince hazırlık yapın’ emrine uygun olarak yapılması gereken bütün hazırlığı mancınık, top, gülle, taş, berk ve ra’d gibi tüm silahları kara tarafından hazırladık. Denizde dağlar gibi görünen içi dolu gemileri deniz tarafından hazırladık ve 857 yılı görünen Rabiulevvel ayının yirmi altısında hücum ettik.
“...Ol kâfirler, Allah’ın hak dinine her çağrılışta küfürlerinde ısrar ettiler, kibirlendiler ve kafirlerden oldular. Onları çepeçevre sardık. Karşılıklı harb ettik, öldürdük, öldürdüler. Aramızdaki harp elli dört gün gece ve gündüz sürdü...