Başöğretmenim, sürekli 950 öncesine övgüler düzerdi.
Her cumhuriyet bayramında, okulun giriş kapısının önündeki dört-beş basamaklı merdivenin en üst basamağında durur, bacaklarının üstünde yaylana yaylana “Cumhuriyet-Hürriyet” nutku atardı.
Ona göre, padişahlık “diktatörlük”, cumhuriyet ise “özgürlük”tü. Bunu da Atatürk’le İsmet Paşa’ya “borçlu”yduk; çünkü cumhuriyeti onlar kurmuştu.
İlk fırsatta...