Osmanlı Devleti’nde demiryolu yapımı 1856’da başladı (Sultan Abdülmecid dönemi). İzmir-Aydın arasına demiryolu yapıldı. Ardından 1871’de Haydarpaşa-İzmit hattının yapımına başlandı. Derken, Rumeli Demiryolları (2.383 km), Anadolu Demiryolları (2.424 km) projesi devreye alındı. İzmir-Kasaba (695 km), Şam-Hama (498 km), Yafa-Kudüs (86 km), Bursa-Mudanya (42 km), Ankara-Yahşihan (80 km) arasına hat döşendi. Bunların toplamı 8.619 kilometre tutuyordu.
Nihayet meşhur Hicaz Demiryolu’nun yapımına başlandı. Bu “Devlet-i Âliye”nin en önemli demiryolu projesi olacak, Medine’yi Dersaadet’e bağlayacaktı.
Sultan II. Abdülhamid tarafından 2 Mayıs 1900 tarihinde başlatılan bu projenin maliyeti 1901 yılında devlet bütçesinin yüzde 18’ine tekabül ediyordu. Proje tamamlanıp 1 Eylül 1908 tarihinde işletmeye açıldı. Tamamı 1900 kilometreyi geçiyordu. Böylece ülke gerçek anlamda “Demir ağlarla” örülmüş oluyordu.
Behçet Kemal Çağlar ile Faruk Nafiz Çamlıbel’in yazdığı meşhur “Demir ağlarla ördük anayurdu dört baştan” (10. Yıl Marşı) şiirini yazdıkları yıl (1933), Cumhuriyet Türkiyesi, mevcut demiryollarına sadece 2.815 kilometre katkı yapmıştı. Bunu küçümsemek haksızlık olur, ama doğru tespitler yapmak lâzım.
Ekonomiye gelince: Ekonomi ancak Demokrat Parti’nin (DP) iktidara gelmesi (Mayıs 1950) sonrasında toparlanmaya başladı. DP iktidarı boyunca ortalama yüzde 7’nin üzerinde kalkınma hızı sağlandı. Enflasyon yüzde 5-6 seviyesinde kaldı.