Daha dün denebilecek yakın geçmişe kadar “dindar camia” hem fakirdi, hem de sahipsizdi...
Radyosu yok, televizyonu yok, yayını yok, “lahana yaprağı kadar” bir gazetesi bile yoktu...
Doğru düzgün siyasetçisi yok, yüksek bürokratı yok, etkili aydını yok, gazetecisi yok, yayıncısı yok, yazarı ve şairi yok (yok denecek kadar az), sinemacısı yok, tiyatrocusu yok, sanatçısı yoktu...
Sanayicisi (o tarihlerde fabrikatör derlerdi) yok, iş adamı yok, büyük tüccarı yok, büyük zengini yok, büyük şirketi yoktu...
Bir süreden beri ekstralarıyla birlikte var...