Eğlence de bir ihtiyaçtır ve her milletin geçmişiyle harmanlanmış bir “eğlence kültürü” vardır. Anlayamadığım şu ki, bazı gazetelerle televizyonların ve bazı kurum ve kuruluşların “ramazan eğlenceleri” adıyla yıllardan beri dayattığı “eğlence” türünün kökleri nerededir?
Batı’da olamaz, zira Batı’nın ramazanı yok, Batı Müslüman değil! Tarihimizden hiç olamaz: Çünkü tarihimizde “ramazan”la bugünkü anlamda “eğlence”yi birlikte telaffuz etmek dahi akla ziyan sayılırdı.
Neden derseniz, ecdadımız, ramazanı bir “eğlence” aracı olarak görmez, günahlardan arınmanın vesilesi sayardı.
Öncelikle belirtmeliyim ki, ecdadımızın “zevk” anlayışı bizimkinden çok çok farklıydı. Zevk anlayışları farklı olanın, tabiatıyla “eğlence” anlayışları da farklı olur.
Ecdadımız ibadetten zevk alıyordu. Eğlencelerini de buna göre oluşturmuştu.
Madem “eğlence” hayattan alınan zevki artırmak anlamına geliyor, yürekten inanan insan için, ibadetten daha anlamlı “eğlence” olur mu? Mü’min açısından ibadet anı, en zevkli andır. Bu yüzden toplu ibadetler (Cuma, teravih, bayram namazı, toplu iftar, toplu zikir, vs.) şölene benzer.