Vaktiyle köyün birinde yaşlı, fakir, ama mutlu bir adam yaşarmış. Hayatta kır atından ve oğlundan başka kimsesi yokmuş. Ama atı o kadar güzelmiş ki, ülkenin kralı bile onu duymuş ve büyük paralar vererek satın almaya çalışmış...
Fakat ihtiyar köylü, “Benim gözümde bu sadece bir at değil, bir dost, bir arkadaş bir yoldaştır, insan dostunu satamaz, bağışlayın” diyerek, kralın teklifini geri çevirmiş.
Köyün akıllıları, ihtiyarın davranışını anlamlandıramamışlar, aklını yitirdiğini düşünüp akıl vermeye gitmişler:
“Atını satarsan zengin olur, ahır ömründe rahat edersin, hadi inat etme, satıver gitsin!”
Fakat ihtiyarı kararından döndürememişler.